1 Nisan 2008 Salı

Çömlekçi
















Ölmek vardı Çömlekçi köyünde;
Uzun sürmeyen bir hastalığın ardından;
Sessiz sedasız göçüp gitmek,
Öyle gazete sayfalarında manşet olmadan,
Televizyonlarda en ard haberlere bile girmeden
Ölmek vardı...

Toprak çatlağı eller ne kadar yakışır toprağa verirken,
Yürekle dokunmuş bir halıya sarılmış bedeni.
Son kez ne zaman gördün burasını?
Etrafta mantar toplarken mi?
Yoksa adsız bir köylüyü
Onun bu küçük köye sığmış,
Koca dünyasıyla birlikte gömerken mi...
Mis kokulu taze mersin dalları üzerinde,
Sahtekar söylemler olmadan işte,olduğunca doğal;
Tek Ercüment hoca Kuran okusaydı da;
Ve bir kaç kişi sessizce gözlerinde donan yaşlarla....
Bir şeyler söyleselerdi;
İçlerinden geçirdikleri kelimeler ise,
Sadece onun için yaşadı olabilseydi....
Oysa; bir zerre olabilip
Sessizce süzülerek,
Olamadın onunla birlikte;
Hatta,
Sevgilinin ayağında ki toz bile!

Ölemedi buralarda;
Ama hep onun için yaşadı deseler şimdi...
Bilmezler ki Çömlekçi değil;
Sadece Foça Taşkule'de bekler seni ölüm,
kavuşmanın tek yoludur,
Bu rüzgarın başındaki eski anıt!;
Çünkü aldığı bir söz vardır ta eskiden kalan
Bütün verilen sözler tutulmasa da,
Tutulacak tek söz kalmıştır geriye!.

Taşkule dolu; dolu da sessiz;
Asırların yorgunluğu üzerinde,
Binlerce sevgili geçer gider de önünden,
bilemezler seni;
Sadece ellerinde sevgilinin elleri vardır...
Sadece sevgidir diledikleri;
Giderek sevgi dolar evren daha da fazlaca.

Sonsuzluğa karışır her şey!.
Hatta nefretler bile;
Ama bizler;
Bilemedik sevgilerde doğduğumuzu;
sevgilerde öldüğümüzü...
Sevgilerde yüceldiğimizi bilemedik!
Yaban ellerde kaldık da;
Çömlekçi köyünde ölemedik,
Çok yazık;
Yazık bu;
Ne sen, ne de ben bilemedik;

Orada açmaya çalışan çiçekler;
Boşuna beklerler;
Bilemezler; üzerlerimizde açacak çiçekler;
İkimizin;
Ancak Foça'da,
Batan bir güneşin ardından,
Mavi Foça Göğünün kızıla döndüğü;
Ve serin bir imbatın; tenleri ürperttiği
Akşama hazırlanan o biberli evde değil;
Ama işte tam o zaman;
Taşkule'de
Belki yine böyle bir bahar vakti
O sarı çiçekler olacaktır...















Yavuz Peker
Urla
22:39 01.04.2008