17 Eylül 2007 Pazartesi

Sevgili Gece



Şimdi son olacaksın anlaşılan,
Bitmeyen sabırların noktayı koyduğu
Cana tak eden acılara
Yeni yaraların ekleneceği son gecesin sen!
Çarenin tükendiği
Merhametin bittiği
Dünsüz,bugünsüz gece

Ey uykusuz gece! müjde!
Gündüzler de geliyor yanınıza,
Benimle birlikteysen eğer,
Bundan böyle aydınlığı hiç beklemeyeceksin!
Hep seninleyim
Sakın üzülme uyur da seni terkeder diye;
İstediklerinin hepsi mevcut bende:
Hangi tür acı istersin?
Ayrılık,hastalık,yoksulluk; ihanet,
Yoksa Ölüm??
Ya da ortaya şöyle bir karışık mı?
Nasıl istersen!
Malzememiz bol, evvelallah!
Bir 70 lik açar
Senin boyunca Uzun uzun içeriz!
Alabildiğine arabesk olmalısın!
Tüm acılı şarkıları
Dinlemeliyiz; hem de ard arda!
Taa uzaklardan
Yankı yapa yapa gelenlerini;
Yıllardır yoldan belden,
Kulaklarımıza dikilip de
Bir türlü düşmeyen şarkıları!


Öyle ne kibar konuşacak
Ne de sanat yapacağım!.

Sözlerin
en açığı,
en edepsizi;
En İçe işleyeni,
Taş gibi yüreğe oturanı;
En kabası,
küfür gibi,dil yarası açanı!
En alçağı,
İsyankarı,
Hain bir kurşun gibi
Ansızın yere seren cinsinden olanı!
Söylenmeli aslında senin yanında
Sana en yakışanı da bu değil mi?
Ey sevgili gece!
Ama yapamıyorum değil mi?

Sana da müjde sevdiğim
Yenildim; sonunda sen beni yendin!
Savaşı reddeden kaleye saldırdın!
Ben kalemi savundum, o kale senin de değil miydi?
Ben seni dünden çok sevmeye uğraşırken
Sen hem sevgini
Hem de beni tüketerek yendin!,
Zaferin kutlu olsun,
Gündüzler senin geceler benim olsun
Mutluluklar senin
Mutsuzluklar da Benim olsun!
Hep böyle olmadı mı?
Bu defa da olsun ne çıkar?
Her zaman ki gibi,
Zaferin kutlu olsun!


Ne kadar istesek de olmayacak anlaşılan.
Onca emeklerin "helal olsun" denerek
Harcandığı yıllar...
Hepsi boşmuş meğerse!
Helal olsun; aşkolsun be!
Konuşulacak bir şeyler olabilseydi keşke,
Ayrılık çanlarının doyumsuzca çaldığı
Her şeyin bittiği uğursuz ve sevgili gece!
Hadi çağır arkadaşlarını ve uğurla beni


21:40 11.11.2005
Yavuz Peker

Hiç yorum yok: